logo

Ramazan ayı birlik beraberlik yardımlaşma ve arınma ayıdır

Bağcılar’da önemli çalışmalara imza atan Bağcılar Müftüsü Celal Büyük “Feyiz ve bereketlerle, af ve mağfiretlerle dolu olan sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın toplum hayatında yoğunluk kazandığı, ibadet hayatımızın zenginleştiği Ramazanayı, Peygamber efendimizin ifadesi ile “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan bir aydır. Ramazan ayı, kalplerin dirildiği, gönüllerin aydınlanıp coştuğu, nefislerin kırıldığı, insani vasıfların tekrar hatırlandığı manevi yaşamı dolu olan bir aydır. Müslümanların hayatında ayrı bir yeri olan Ramazan tüm güzelliği ve bereketiyle gelir.

Ayların sultanı olarak nitelendirilen Ramazan ayı kerim kitabımız Kur’an’ın indirilmeye başlandığı gece olan Kadir gecesini içerisinde barındıran bereketli bir aydır. O sebeple Ramazan kuran ayıdır.

Bununla birlikte İslam’ın beş temel esasından biri olan Oruç’un biz Müslümanlara farz kılındığı bir aydır. Feyiz ve bereketlerle, af ve mağfiretlerle dolu olan sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın toplum hayatında yoğunluk kazandığı, ibadet hayatımızın zenginleştiği Ramazan ayı, Peygamber efendimizin ifadesi ile “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan bir aydır.

Ramazan ayı, kalplerin dirildiği, gönüllerin aydınlanıp coştuğu, nefislerin kırıldığı, insani vasıfların tekrar hatırlandığı manevi yaşamı dolu olan bir aydır. Müslümanların hayatında ayrı bir yeri olan Ramazan tüm güzelliği ve bereketiyle gelir. Bu ayda Müslümanlar Ramazanın bu bereketinden istifade etmek için çaba sarf eder.

Her zamankinden daha fazla iyi bir Müslüman ve ahlaklı bir insan olmanın gayreti içerisinde olur. Bir taraftan tutacağımız oruçlarla nefsimizi dizginlemeye çalışırken diğer taraftan yapacağımız iyiliklerle halden anlamanın en güzel örneğini ortaya koyarız. Bu açıdan bakıldığında ise Ramazan, nefsimizi eğittiğimiz ve başkalarıyla kardeşlik köprüleri kurduğumuz bir aydır.

Mevlânâ Hazretleri Ramazanı şöyle tarif eder:  “Ramazan geldi, artık maddî yiyeceklerden elini çek ki, sana gökten manevi rızıklar gelsin. Bu ay, gönül sofrasının kurulduğu aydır. Gönlün, bedenin hatalarından kurtulduğu aydır. Gönüllerin aşk ve iman ile dolduğu aydır.” Elbette ki her bir Müslüman bu bereketli ayı en güzel şekilde karşılamayı ve bu ayın rahmetinden ve bereketinden nasiplenmeyi arzu eder.

Peki, bunu nasıl başarabiliriz?

Bunun için öncelikle Ramazan ayına gereken hürmeti göstermeliyiz. Bu hürmet gereği kulluğumuzu ve insanlığımızı yeniden hatırlamalıyız. Bu aya hürmeten daha naif ve anlayışlı bir insan olmalıyız. Bu ayda yapacağımız tüm ibadetler ahlaken bizi olgunlaştırmalıdır. Bu aya mahsus orucumuzu sadece midemize tutturmayıp tüm azalarımızla oruç tutmalıyız. Çevremizdeki insanların farkına varmalıyız. Muhtaçları görüp gözetmeli, yetimleri sevindirmeliyiz. İftarlarımız gösterişe dönmemeli sahur sofralarımız seherimiz olmalı. Ardından bu ayda Kuran ile gönül bağımızı yeniden gözden geçirmeli ve Kuran’ın bizim için hayati önem arz eden ahlaki ilkelerini anlamaya ve bu vesileyle hayatımıza yansıtmaya çalışmalıyız. Ramazan ile yeniden dirilmeliyiz.

Gösteriş, kibir, kin-nefret, bencillik ve nemelazımcılık gibi kötü duygulardan arınmalıyız. İçinde yaşadığımız çevrenin ve hayatın bize bir emanet olduğunu yeniden hatırlamalıyız. Salgın döneminde birbirimizin hakkına ve hukukuna daha fazla dikkat etmemiz gerektiğini yeniden idrak etmeliyiz. Eğer bunları yerine getirirsek Ramazan ayı bizim için rahmete ve şifaya dönüşür. Ramazan ayı tüm dertlerimize, sıkıntılarımıza ve hastalıklarımıza şifa olsun diyorum.

Hz. Peygamber ramazan ayı girerken ashabına hitap ederek ramazan ayının kutsiyet ve faziletini şöyle belirtmiştir:

“Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize bastı, o ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır.

Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı nafile kıldı.

O ayda bir farz işleyen diğer aylarda yetmiş farz işlemiş gibi sevap alır. O, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir. O, yardımlaşma ayıdır. O ayda müminin rızkı bollaştırılır. O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez. O öyle bir aydır ki evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden ateşinden kurtuluştur.

GAZETE BAĞCILAR

 

 

 

 

 

 

Etiketler: »
Share
5468 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ