logo

Seçimleri kazanmanın yolu Bağcılar’dan mı geçiyor?


YEREL SEÇİMLERE DOĞRU ULUSAL BASINDA Birbir bağcılar analizleri yayımlanıyor

Yerel seçimlere aylar kala ulusal basında, seçim stratejilerine yönelik birbir ‘Bağcılar’a ilişkin seçim analiz’ yazıları yayımlanıyor.
Zira yazılarda İstanbul’un kaderi 750 bin nüfuslu Bağcılar’da çizilecek fikrinden, Sarıgül’ün önce Bağcılar ve Esenler’ demesinin yadırganmaması gerektiği fikrine, CHP’nin Genel Merkezi’ni Bağcılar’a taşıması gibi daha birçok derin analizler yer alıyor.

Öteyandan Bağcılar’da bulunan siyasi partiler de geçmiş dönemlere nazaran aday belirlemede stratejik hamleler yaparak bölgenin içinde bulunduğu konjektürel ve siyasi yapısını dikkate alan aday adayları çıkarıyor ve nabız ölçüyor..

Yerel seçimlere aylar kala ulusal basın seçim stratejilerine yönelik birbir ‘Bağcılar’a ilişkin seçim analiz’ yazıları yayımlanıyor. Son olarak Radikal Gazetesi’nde çıkan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Cem Başlevent’in kaleme aldığı ‘İstanbul seçimi ve demografik faktörler’ başlıklı yazıda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin kaderi 14 bin nüfuslu Adalar’da değil, 750 bin nüfuslu Bağcılar’da çizilecek.

CHP’nin ‘Çare Sarıgül’, Sarıgül’ün de ‘Önce Esenler ve Bağcılar’ demesini yadırgamamak gerek” yazısı dikkat çekerken, CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde Antalya’daki kampanyasını yürüten isimlerden, “AK Parti neden kazanır, CHP neden kaybeder?” kitabının yazarı reklamcı Ateş İlyas Başsoy’da önümüzdeki seçim takvimi ile ilgili CHP’ye söylediğim tek şey var, merkezi Bağcılara taşıyın.

Bayrampaşa’ya, Sultanbeyli’ye taşının” açıklamaları seçimleri kazanmanın yolu Bağcılar’dan mı geçiyor sorusunu cevap niteliğinde. Öyle ki Bağcılar’ın nüfusu İstanbul’un en kalabalık ilçesi ve en çok seçmenin olduğu bir ilçe. Tüm bunlar Bağcılar’ın seçimlerde siyasetçilerin önemsediği bir ilçe olması için yetiyor da artıyor da.

Radikal Gazetesi’nde, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Cem Başlevent’in kaleme aldığı ‘İstanbul seçimi ve demografik faktörler’ başlıklı yazıda satırbaşlarıyla şöyle diyor: Mart 2014 yerel seçimlerinde sonucu en çok merak edilen belediye başkanlığı yarışı İstanbul’da AK Parti ve CHP arasında yaşanacak.

Bu yarıştan hangi tarafın galip çıkacağı, hangi partinin diğerinin geleneksel olarak güçlü olduğu bölgelerde daha iyi performans göstereceğine bağlı olacak gibi görünüyor. İstanbul’un AKP ’li ve CHP’li olarak bilinen farklı bölgeleri arasındaki sosyo-demografik farklılıkların büyük olması, ilgili temel göstergelere dayanan siyasi analizler yapmaya olanak sağlıyor.

EN ÇOK OY BAĞCILAR’DAN…

Haziran 2011 genel seçimlerinde AKP’nin İstanbul’da en yüksek oy aldığı 10 ilçe olan Sultanbeyli, Esenler, Arnavutköy, Bağcılar, Sultangazi, Ümraniye, Gaziosmanpaşa, Pendik, Güngören ve Kâğıthane’de İstanbul nüfusunun yüzde 34’ü yaşıyor. Buna karşılık CHP’nin en yüksek oy aldığı 10 ilçe olan Beşiktaş , Kadıköy, Bakırköy, Adalar, Şişli, Sarıyer, Maltepe, Çatalca, Silivri ve Avcılar’ın nüfusunun toplam il nüfusuna oranı sadece yüzde 19. Bu da şehirdeki demografik yapının AKP lehine olduğunun bir göstergesi. AKP’nin yüksek oy aldığı ilçelerdeki İstanbul nüfusuna kayıtlılık oranı ve ortalama yaş ve (15 yaş ve üzeri nüfusta) eğitim süresi değerleri, bu bölgelerde nispeten daha ağırlıklı olarak İstanbul’a iç göç ile Anadolu’dan gelmiş, daha çok çocuk yapan ve daha az eğitimli ailelerin yaşamakta olduğunu ortaya koyuyor.

Bu tablo ayrıca, CHP’nin ortalama (yani gelenekçi, dindar, vs.) İstanbul seçmenini kendisine çekebilmesi için en uygun adayın –siyasi duruşu kimilerince beğenilmiyor da olsa– Mustafa Sarıgül olacağını da düşündürüyor. “Babası İstanbul’da doğmuş olanlar, İstanbul seçmeninin yalnızca onda birini oluşturuyor. Buna karşılık İstanbul’da yaşayan her 10 seçmenden üçünün babası Karadeniz Bölgesi doğumlu.”

İstanbul genelinde, bu ilin nüfusuna kayıtlı olanlar toplam nüfusun yalnızca yüzde 16’sını oluşturuyor. İstanbul’da doğmuş olanlar ise (anket verilerine göre) toplam nüfusun yarısından az. Dolayısıyla iç göçmenlerin eğilimleri partilerin aday tercihlerinde ve seçim sonuçlarında çok belirleyici. İstanbul’daki mevcut 39 ilçe belediye başkanından sadece 4 tanesinin İstanbul doğumlu olması da bunun çarpıcı bir sonucu. Anket verilerinin de teyit ettiği üzere, AK Parti Anadolu kökenli seçmenler arasında yüksek bir oy oranına sahip. İnceleme fırsatını bulduğum yakın tarihli bir seçim anketinde AKP’nin İstanbul genelinde yüzde 50’nin üzerinde olan oy oranı, İstanbul doğumlu denekler arasında yüzde 45; babası İstanbul’da doğmuş olanlar arasında ise sadece yüzde 33. Aynı ankete göre babası İstanbul’da doğmuş olanlar İstanbul seçmeninin yalnızca onda birini oluşturuyor. Buna karşılık İstanbul’da yaşayan her 10 seçmenden üçünün babası Karadeniz Bölgesi doğumlu.

AK PARTİ DOĞRU ADAY ÇIKARIYOR

AK Parti’nin Anadolu kökenli seçmenler arasında yüksek bir oy oranına sahip olmasını ekonomik, ideolojik ve kültürel faktörlerin yanı sıra doğru aday seçimlerine de bağlayabiliriz. Kimlik politikalarının baskın -yani siyasi tercihlerin hemşehrilik ilişkileri ve etnik-mezhepsel aidiyetlerle yakından ilintili- olduğu ülkemizde hangi ilçede hangi adayın daha çok teveccüh göreceğini kestirebilmek çok önemli.

Mustafa Sarıgül’ün “Güçsüz olduğumuz ilçelerde başkan adaylarını bana danışırlarsa iyi olur” sözünü ve CHP’nin Erbakan ailesinin bir üyesini bir ilçe belediye başkanlığına aday göstereceği iddialarını bu kapsamda değerlendirmek uygun olur.” şeklinde yorumlamış.

Öte yandan Bağcılar’da bulunan siyasi partiler de geçmiş dönemi dikkate alarak aday belirlemede Bağcılar’ın muhafakar tabanını da dikkate alarak aday adayları çıkararak seçmenin nabzını ölçüyor.

CHP GENEL MERKEZİ
BAĞCILAR’A TAŞIMALI


CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde Antalya’daki kampanyasını yürüten isimlerden, “AK Parti neden kazanır, CHP neden kaybeder?” kitabının yazarı reklamcı Ateş İlyas Başsoy, geçtiğmiiz aylarda A Haber’de Selin Ongun’ sunduğu Bi Sormak Lazım programında CHP’nin yerel seçim stratejisi ve önümüzdeki seçim takvimi ile ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı. Önümüzdeki yerel seçim stratejisi için CHP’lilere partinin genel merkezini Bağcılar’a taşımayı önerdiğini söyleyen Başsoy, “Gürsel Tekin partinin genel merkezini Bağcılar’a taşıma fikrini doğru buluyor” dedi. “Kılıçdaroğlu’nun oturduğu koltukta Erdoğan olsa, iki günde kaçar” ifadesini kullanan Başsoy, “AKP’nin elini attığı yer öyle verimli ki, MHP ve CHP barış sürecinde böyle devam ederse, AKP 2023 değil 2033’e kadar yüzde 50 ile iktidar” dedi.

BAĞCILAR ÇOK İLGİNÇ BİR YER

Bağcıları ben çok ilginç bir yer olarak görüyorum. 800 bin nüfusu var. San Francisco kadar bir ilçe. Hiçbir şey yok. Yalnızca çirkin binalar, arada bir takım yollar var.. Bir parti sadece Bağcılar’a eğilse verilmiş ve tutulmamış bir sürü vaatler var. Tahminlerimizin aksine de aile geliri Moda’daki bir aileden daha fazla. Orta sınıflar. AVM’lere gidiyorlar, çocuklarını bale kursuna veriyorlar, anne babalar biraz daha muhafazakar çocuklar biraz daha hayatı yakalamaya çalışıyorlar. Bu yeni gelişen orta sınıfa dokunan hangi parti olursa olsun şansı var. CHP’ye söylediğim tek şey var, merkezi Bağcılar’a taşıyın. Bayrampaşa’ya, Sultanbeyli’ye taşının. Gürsel Tekin bunu çok iyi kavrayan bir insan. Doğru diyor.” şeklinde konuştu.

DERLEME: GAZETE BAĞCILAR/ ÖZEL HABER

Etiketler: »
Share
3280 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ